Tüketilmemesi Gereken Yağ
Hindistan cevizi yağı son yıllarda yaşam koçları ve sosyal medya fenomenleri tarafından övgüyle sunulsa da, Harvard Üniversitesi’nden bir profesörün sert çıkışı bu popülerliğe ciddi bir darbe vurdu.
ABC News’ün aktardığına göre, Freiburg Üniversitesi Epidemiyoloji ve Önleyici Tıp Bölümü Direktörü ve Harvard TH Chan Halk Sağlığı Okulu profesörlerinden Karin Michels, yaptığı bir sunumda hindistan cevizi yağını “tam anlamıyla zehir” olarak tanımlayarak tüketilmemesi gerektiğini vurguladı.
“Hindistan Cevizi Yağı ve Diğer Beslenme Yanılgıları” başlığını taşıyan yaklaşık 50 dakikalık konuşmasında Michels, beslenmede sık yapılan hataları detaylarıyla anlattı.
“DOMUZ YAĞI VE TEREYAĞINDAN DAHA YOĞUN DOYMUŞ YAĞ İÇERİYOR”
Michels, hindistan cevizi yağının oda sıcaklığında katı hale gelmesinin nedeninin, yağın yüzde 80’den fazlasının doymuş yağ olmasından kaynaklandığını belirtti. Domuz yağı gibi hayvansal yağlarda bile bu oranın yaklaşık yüzde 40 olduğunu hatırlatarak, hindistan cevizi yağındaki yoğunluğun çok daha yüksek olduğunu söyledi.
Kardiyolog Dr. Robert Segal da, LDL kolesterolündeki artışın doğrudan kalp hastalığı riskini yükselttiğini belirterek, “Birçok kişi araştırma yapmadan trendlerin peşinden gidiyor. Ancak gerçek şu ki, hindistan cevizi yağı; domuz yağı ve tereyağına kıyasla bile daha yağlı bir içerik sunuyor” ifadelerini kullandı.
PROFESYONELLERİN SADECE ÜÇTE BİRİ SAĞLIKLI BULUYOR
Amerikan Kalp Derneği (AHA), geçtiğimiz yıl yayımladığı açıklamada hindistan cevizi yağının yüksek doymuş yağ yapısı nedeniyle LDL yani kötü kolesterolü artırdığını bildirmişti. Sertifikalı beslenme uzmanlarının yalnızca yüzde 37’sinin hindistan cevizi yağını “sağlıklı” kategorisine koyduğu belirtildi.
AHA, bunun yerine kanola, aspir, ayçiçeği ve zeytinyağı gibi doğal bitkisel yağların tercih edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
BİR KAŞIKTA GÜNLÜK LİMİTE YAKIN DOYMUŞ YAĞ
Kuruluşun açıklamasına göre günde 2.000 kaloriyle beslenen bir bireyin yaklaşık 11–13 gram doymuş yağ tüketmesi öneriliyor. Federal Besin Veri Tabanı verilerine göre ise yalnızca bir yemek kaşığı hindistan cevizi yağında 11 gramdan fazla doymuş yağ bulunuyor. Bu miktar, günlük sınırın neredeyse tamamına karşılık geliyor.
Dr. Segal, “Hindistan cevizi yağı tüketen kişilerin mutlaka kolesterol değerlerini takip etmeleri gerekir” diyerek, yağın beslenme yerine cilt bakımında kullanılmasının daha uygun olacağını ifade etti.
Sağlık Açısından Daha Zararlı Olan Sıvı Yağlar
1. Pamuk yağı
• Üretim sürecinde yoğun kimyasal işlem uygulanır.
• Çoğu zaman GDO'lu pamuk bitkilerinden elde edilir.
• Omega-6 oranı çok yüksektir, bu da vücutta inflamasyonu artırabilir.
2. Mısır yağı
• En çok tartışılan sıvı yağlardan biridir.
• Omega-6 / Omega-3 oranı aşırı yüksektir → bu dengesizlik kalp-damar sorunları ve inflamasyon riskini artırabilir.
• Rafine edilirken yüksek ısıya maruz kaldığı için trans yağ oluşma ihtimali vardır.
3. Soya yağı
• Dünya genelinde en çok tüketilen bitkisel yağlardan biri olsa da:
o Çoğu GDO’lu soyadan üretilir.
o Aşırı omega-6 içerir.
o Bazı çalışmalarda hormon düzenine etkileri ve inflamasyon arttırıcı yapısı tartışılmıştır.
4. Ayçiçek yağı (rafine olanı)
• Ayçiçek yağının kendisi tamamen “zararlı” değildir, ancak:
o Rafine edilmiş, yüksek ısıda işlenmiş çeşitleri
o Çoklu doymamış yağlar içerdiğinden yüksek ısıda ısıtıldığında toksik bileşiklere dönüşebilir.
• Bu yüzden defalarca kızartmalarda kullanılması en riskli kullanım şeklidir.
Not: Soğuk sıkım ayçiçek yağı ve düşük ısıda kullanım, rafine ayçiçek yağından çok daha güvenlidir.
5. Üzüm çekirdeği yağı
• Sağlıklı diye pazarlansa da:
o Aşırı yüksek omega-6 içerir.
o Yüksek ısıda oksitlenme eğilimi vardır.
Kızartma İçin Özellikle Zararlı Olan Yağlar
Aşağıdaki yağlar yüksek ısıya uygun değildir ve ısıtıldığında toksik bileşikler oluşturur:
• Ayçiçek yağı (rafine)
• Mısır yağı
• Soya yağı
• Pamuk yağı
• Üzüm çekirdeği yağı
Daha Sağlıklı Yağlar (Genel Kullanım İçin)
Sağlık otoritelerinin önerdiği:
• Zeytinyağı (en sağlıklısı)
• Kanola yağı
• Avokado yağı
• Fındık yağı
• Aspir yağı (yüksek oleik)
Bu yağlar, daha stabil yapıda oldukları için vücutta inflamasyonu daha az tetikler ve bilimsel çalışmalarda kalp sağlığı açısından daha olumlu bulunmuştur.
ABC News’ün aktardığına göre, Freiburg Üniversitesi Epidemiyoloji ve Önleyici Tıp Bölümü Direktörü ve Harvard TH Chan Halk Sağlığı Okulu profesörlerinden Karin Michels, yaptığı bir sunumda hindistan cevizi yağını “tam anlamıyla zehir” olarak tanımlayarak tüketilmemesi gerektiğini vurguladı.
“Hindistan Cevizi Yağı ve Diğer Beslenme Yanılgıları” başlığını taşıyan yaklaşık 50 dakikalık konuşmasında Michels, beslenmede sık yapılan hataları detaylarıyla anlattı.
“DOMUZ YAĞI VE TEREYAĞINDAN DAHA YOĞUN DOYMUŞ YAĞ İÇERİYOR”
Michels, hindistan cevizi yağının oda sıcaklığında katı hale gelmesinin nedeninin, yağın yüzde 80’den fazlasının doymuş yağ olmasından kaynaklandığını belirtti. Domuz yağı gibi hayvansal yağlarda bile bu oranın yaklaşık yüzde 40 olduğunu hatırlatarak, hindistan cevizi yağındaki yoğunluğun çok daha yüksek olduğunu söyledi.
Kardiyolog Dr. Robert Segal da, LDL kolesterolündeki artışın doğrudan kalp hastalığı riskini yükselttiğini belirterek, “Birçok kişi araştırma yapmadan trendlerin peşinden gidiyor. Ancak gerçek şu ki, hindistan cevizi yağı; domuz yağı ve tereyağına kıyasla bile daha yağlı bir içerik sunuyor” ifadelerini kullandı.
PROFESYONELLERİN SADECE ÜÇTE BİRİ SAĞLIKLI BULUYOR
Amerikan Kalp Derneği (AHA), geçtiğimiz yıl yayımladığı açıklamada hindistan cevizi yağının yüksek doymuş yağ yapısı nedeniyle LDL yani kötü kolesterolü artırdığını bildirmişti. Sertifikalı beslenme uzmanlarının yalnızca yüzde 37’sinin hindistan cevizi yağını “sağlıklı” kategorisine koyduğu belirtildi.
AHA, bunun yerine kanola, aspir, ayçiçeği ve zeytinyağı gibi doğal bitkisel yağların tercih edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
BİR KAŞIKTA GÜNLÜK LİMİTE YAKIN DOYMUŞ YAĞ
Kuruluşun açıklamasına göre günde 2.000 kaloriyle beslenen bir bireyin yaklaşık 11–13 gram doymuş yağ tüketmesi öneriliyor. Federal Besin Veri Tabanı verilerine göre ise yalnızca bir yemek kaşığı hindistan cevizi yağında 11 gramdan fazla doymuş yağ bulunuyor. Bu miktar, günlük sınırın neredeyse tamamına karşılık geliyor.
Dr. Segal, “Hindistan cevizi yağı tüketen kişilerin mutlaka kolesterol değerlerini takip etmeleri gerekir” diyerek, yağın beslenme yerine cilt bakımında kullanılmasının daha uygun olacağını ifade etti.
Sağlık Açısından Daha Zararlı Olan Sıvı Yağlar
1. Pamuk yağı
• Üretim sürecinde yoğun kimyasal işlem uygulanır.
• Çoğu zaman GDO'lu pamuk bitkilerinden elde edilir.
• Omega-6 oranı çok yüksektir, bu da vücutta inflamasyonu artırabilir.
2. Mısır yağı
• En çok tartışılan sıvı yağlardan biridir.
• Omega-6 / Omega-3 oranı aşırı yüksektir → bu dengesizlik kalp-damar sorunları ve inflamasyon riskini artırabilir.
• Rafine edilirken yüksek ısıya maruz kaldığı için trans yağ oluşma ihtimali vardır.
3. Soya yağı
• Dünya genelinde en çok tüketilen bitkisel yağlardan biri olsa da:
o Çoğu GDO’lu soyadan üretilir.
o Aşırı omega-6 içerir.
o Bazı çalışmalarda hormon düzenine etkileri ve inflamasyon arttırıcı yapısı tartışılmıştır.
4. Ayçiçek yağı (rafine olanı)
• Ayçiçek yağının kendisi tamamen “zararlı” değildir, ancak:
o Rafine edilmiş, yüksek ısıda işlenmiş çeşitleri
o Çoklu doymamış yağlar içerdiğinden yüksek ısıda ısıtıldığında toksik bileşiklere dönüşebilir.
• Bu yüzden defalarca kızartmalarda kullanılması en riskli kullanım şeklidir.
Not: Soğuk sıkım ayçiçek yağı ve düşük ısıda kullanım, rafine ayçiçek yağından çok daha güvenlidir.
5. Üzüm çekirdeği yağı
• Sağlıklı diye pazarlansa da:
o Aşırı yüksek omega-6 içerir.
o Yüksek ısıda oksitlenme eğilimi vardır.
Kızartma İçin Özellikle Zararlı Olan Yağlar
Aşağıdaki yağlar yüksek ısıya uygun değildir ve ısıtıldığında toksik bileşikler oluşturur:
• Ayçiçek yağı (rafine)
• Mısır yağı
• Soya yağı
• Pamuk yağı
• Üzüm çekirdeği yağı
Daha Sağlıklı Yağlar (Genel Kullanım İçin)
Sağlık otoritelerinin önerdiği:
• Zeytinyağı (en sağlıklısı)
• Kanola yağı
• Avokado yağı
• Fındık yağı
• Aspir yağı (yüksek oleik)
Bu yağlar, daha stabil yapıda oldukları için vücutta inflamasyonu daha az tetikler ve bilimsel çalışmalarda kalp sağlığı açısından daha olumlu bulunmuştur.

















