Rojin Kabaiş
Rojin Kabaiş’in Ölümünde Şok Gelişme: Otopside İki Farklı Erkeğe Ait DNA Bulundu
Van’da Üniversite Öğrencisinin Şüpheli Ölümü Derinleşiyor
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü 2. sınıf öğrencisi olan 22 yaşındaki Rojin Kabaiş, 27 Eylül 2024 tarihinde kaldığı yurttan ayrıldıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamamıştı. Genç kızın kaybolmasının ardından ailesi ve yakın çevresi büyük bir endişe içerisinde arama çalışmaları başlattı. 18 gün sonra, 14 Ekim 2024’te Van Gölü kıyısında Kabaiş’in cansız bedeni bulundu. O günden bu yana ölümünün ardındaki sır perdesi hâlâ aralanabilmiş değil.
Otopsi Raporu ve Çarpıcı DNA Bulgusu
Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan ön otopsi raporunda, Rojin’in ölüm nedeninin boğulma olduğu belirtildi. Ancak kamuoyuna yansıyan yeni detaylar, olayın düşündüğünden daha karmaşık olabileceğini gösteriyor. Ailenin avukatları aracılığıyla yaptığı açıklamaya göre, Rojin’in bedeninde iki farklı erkeğe ait DNA izine rastlandı. Bu bulgu, ölümün bir intihar değil; cinsel saldırı veya cinayet ihtimalini güçlendiren önemli bir delil olarak değerlendiriliyor.
Baba Kabaiş: “Kızım İntihar Etmedi, Adalet İstiyoruz”
Rojin Kabaiş’in babası Nizamettin Kabaiş, olayla ilgili açıklamalarda bulunarak yetkililere seslendi. “Kızımın intihar ettiği söylendi. Ama hiçbir somut kanıt gösterilmedi. Aksine, otopsi raporunda iki farklı erkeğe ait DNA bulundu. Biz bu kişilerin tespit edilmesini ve hesap vermesini istiyoruz,” dedi. Baba Kabaiş ayrıca, kızının psikolojik bir sorunu olmadığını ve yaşam dolu bir insan olduğunu belirterek, “Bize ‘intihar etti’ dediler ama intiharlık bir durum yoktu. Üstelik 10 ay geçmesine rağmen soruşturma hâlâ sonuçlanmadı. Bu sessizliğe artık tahammülümüz kalmadı,” diye konuştu.
Soruşturma Neden İlerlemedi?
10 aydır devam eden soruşturmanın hâlâ tamamlanmamış olması ise kamuoyunda ve ailede ciddi tepkiye yol açıyor. Rojin Kabaiş’in avukatları, DNA örneklerinin kime ait olduğunun belirlenmesi için talepte bulunduklarını, ancak adli sürecin yavaş ilerlediğini ifade ediyor. Bu durum, soruşturmanın etkin bir şekilde yürütülüp yürütülmediği konusunda da soru işaretlerine neden oldu.
Kadın Cinayetlerinde Adalet Arayışı Sürüyor
Rojin Kabaiş’in ölümü, Türkiye'de artan kadın cinayetleri ve şüpheli ölümlerle ilgili toplumsal farkındalığı yeniden gündeme taşıdı. Özellikle üniversite çağındaki genç kadınların korunmasına yönelik tedbirlerin yetersizliği eleştiriliyor. Sosyal medyada #RojinİçinAdalet etiketiyle binlerce kişi adalet çağrısı yaparken, kadın hakları savunucuları da davanın titizlikle incelenmesi gerektiğini vurguluyor.
Ailenin Talebi Net: Gerçek Ortaya Çıksın
Kabaiş ailesi, kızlarının ölümünün üzerinin örtülmemesi ve delillerin karartılmaması için süreci yakından takip ediyor. Ailenin avukatı, DNA örneklerinin kimlere ait olduğunun tespit edilmesi ve dosyada şüpheli olarak ifadesi alınmayan kişilerin de sorgulanması gerektiğini ifade etti.
Van’da Üniversite Öğrencisinin Şüpheli Ölümü Derinleşiyor
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü 2. sınıf öğrencisi olan 22 yaşındaki Rojin Kabaiş, 27 Eylül 2024 tarihinde kaldığı yurttan ayrıldıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamamıştı. Genç kızın kaybolmasının ardından ailesi ve yakın çevresi büyük bir endişe içerisinde arama çalışmaları başlattı. 18 gün sonra, 14 Ekim 2024’te Van Gölü kıyısında Kabaiş’in cansız bedeni bulundu. O günden bu yana ölümünün ardındaki sır perdesi hâlâ aralanabilmiş değil.
Otopsi Raporu ve Çarpıcı DNA Bulgusu
Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan ön otopsi raporunda, Rojin’in ölüm nedeninin boğulma olduğu belirtildi. Ancak kamuoyuna yansıyan yeni detaylar, olayın düşündüğünden daha karmaşık olabileceğini gösteriyor. Ailenin avukatları aracılığıyla yaptığı açıklamaya göre, Rojin’in bedeninde iki farklı erkeğe ait DNA izine rastlandı. Bu bulgu, ölümün bir intihar değil; cinsel saldırı veya cinayet ihtimalini güçlendiren önemli bir delil olarak değerlendiriliyor.
Baba Kabaiş: “Kızım İntihar Etmedi, Adalet İstiyoruz”
Rojin Kabaiş’in babası Nizamettin Kabaiş, olayla ilgili açıklamalarda bulunarak yetkililere seslendi. “Kızımın intihar ettiği söylendi. Ama hiçbir somut kanıt gösterilmedi. Aksine, otopsi raporunda iki farklı erkeğe ait DNA bulundu. Biz bu kişilerin tespit edilmesini ve hesap vermesini istiyoruz,” dedi. Baba Kabaiş ayrıca, kızının psikolojik bir sorunu olmadığını ve yaşam dolu bir insan olduğunu belirterek, “Bize ‘intihar etti’ dediler ama intiharlık bir durum yoktu. Üstelik 10 ay geçmesine rağmen soruşturma hâlâ sonuçlanmadı. Bu sessizliğe artık tahammülümüz kalmadı,” diye konuştu.
Soruşturma Neden İlerlemedi?
10 aydır devam eden soruşturmanın hâlâ tamamlanmamış olması ise kamuoyunda ve ailede ciddi tepkiye yol açıyor. Rojin Kabaiş’in avukatları, DNA örneklerinin kime ait olduğunun belirlenmesi için talepte bulunduklarını, ancak adli sürecin yavaş ilerlediğini ifade ediyor. Bu durum, soruşturmanın etkin bir şekilde yürütülüp yürütülmediği konusunda da soru işaretlerine neden oldu.
Kadın Cinayetlerinde Adalet Arayışı Sürüyor
Rojin Kabaiş’in ölümü, Türkiye'de artan kadın cinayetleri ve şüpheli ölümlerle ilgili toplumsal farkındalığı yeniden gündeme taşıdı. Özellikle üniversite çağındaki genç kadınların korunmasına yönelik tedbirlerin yetersizliği eleştiriliyor. Sosyal medyada #RojinİçinAdalet etiketiyle binlerce kişi adalet çağrısı yaparken, kadın hakları savunucuları da davanın titizlikle incelenmesi gerektiğini vurguluyor.
Ailenin Talebi Net: Gerçek Ortaya Çıksın
Kabaiş ailesi, kızlarının ölümünün üzerinin örtülmemesi ve delillerin karartılmaması için süreci yakından takip ediyor. Ailenin avukatı, DNA örneklerinin kimlere ait olduğunun tespit edilmesi ve dosyada şüpheli olarak ifadesi alınmayan kişilerin de sorgulanması gerektiğini ifade etti.
